Kamu Kaynakları Zenginlere Değil Halka Ayrılsın!
Dünya tarihinin en yıkıcı depremi ile karşı karşıyayız. Potansiyel depremlere hazırlık yapmama, devlet denetimlerinin eksik olması, afet planı olmaması ve rant uğruna her şeyin feda edilmesi sonucunda maalesef çok canımızı kaybettik. Tüm halkımıza baş sağlığı dileriz.
Kurtarma çalışmalarının sonuna geldiğimiz günlerde önümüzde pek çok yapılacak iş durmaktadır. Bu durumun ortaya çıkmasında sorumluluğu olanların tespiti, depremden etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçları ve ülke genelinde yapılması gerekenler önümüzde durmaktadır. Şu an için en yakıcı sorunlardan biri de evi yıkılmış, ağır hasar görmüş ve orta hasarlı binalarda yaşayan vatandaşların güvenli barınma ihtiyacıdır.
Kamuya Ait Konutlar Depremzedelere Tahsis Edilsin!
İktidar, pek çok bölgeye depremin 3. gününün ortasında ulaşabilmiş, ısınma, barınma, sağlık, gıda, güvenlik ve ulaşım gibi pek çok sorun henüz çözülebilmiş değildir. Bu durumda hayat normale dönene kadar depremzedelerin güvenli ve potansiyel riskli bölgelerden uzak yerlerde barınma sorununun çözülmesi gerekmektedir. İktidar, görünürde en maliyetsiz, toplumun örgütlenmesini kıracak, aile yaşamına uygun olmayan ve ucu belli olmayan çözümü sunmuş ve üniversiteleri tatil ederek KYK yurtlarını depremzedelere sunmuştur.
Bu yurtlar depremzede ailelerin yaşayabileceği barınma koşullarını taşıyamamaktadır. Aile mahremiyetine uygun ve insanca yaşama koşullarına sahip barınma imkanlarıyla bu sorun acilen çözülmelidir. Devlet envanterinde TOKİ, Emlak Konut, kamu bankaları gayrimenkulleri, kamu misafirhaneleri ve konuk evleri kurumları dahil edildiğinde binlerce boş ve barınmaya uygun konut bulunmaktadır. Bu konutlar acilen depremzedelere, evleri yapılana kadar ücretsiz tahsis edilmelidir.
TOKİ ve Emlak Konut, halka uygun konut sağlama amacından daha çok lüks konut üretimine ayırdığı tüm kapasitesini depremzedeler için ücretsiz olarak seferber etmelidir. Daha önce yaşanan afetlerde yapılmasına söz verilen konutlar, hükümetin verdiği sözlerden çok daha fazla uzun sürede ancak inşa edilmiştir. Devletin vaat ettiği bir yıllık kira desteği hem miktar hem süre olarak; aile bireylerini, evlerini, tüm eşyalarını ve tüm varlıklarını kaybeden depremzedeler için asla yeterli değildir. Kamu konutları depremzedelere süre sınırı konmadan, ücretsiz olarak ve evleri yapılana kadar koşulsuz şartsız tahsis edilmelidir. Bununla berber ev eşyası ve taşınma yardımı kamu tarafından sağlanmalıdır.
Kamu konutları yetersiz kaldığı durumda binlerce konut stoğuna sahip inşaat firmalarının konutlarına el konulmalıdır. Yıllarca bu halkın vergileriyle teşvikler ve hibeler alan, zararına faizle kredi alan, iktidarın güdümünde hormonlu büyüyen, fahiş fiyatlara halka konutlar satan ve bu halktan aldıklarıyla büyüyen inşaat firmalarının konutları depremzedeler için kamulaştırılmalıdır.
Ayrıca depremde zarar gören halkımız sadece ailelerini, dostlarını, kentlerini, evlerini, eşyalarını ve anılarını kaybetmemiştir; bununla beraber birçok depremzede işlerini de kaybetmiştir. Barınma sorununun çözümüyle eşzamanlı olarak, vatandaşlarımız insanca çalışmaya uygun iş buluna dek insanca yaşam ücreti bu ailelere bağlanmalıdır.
Depreme uygun olmayan konutların, depreme uygun olmayan bölgelerde inşasına izin veren, denetimleri özelleştirerek bu vasfını yerine tam getirmeyen, bu şekilde müteahhitlerle beraber bu katliamın parçası olan hatta bu bilinçli ve bu pespaye sistemle ve getirdiği aflarla müteahhitleri resmen teşvik eden hükümet, bu katliamın ana sorumlusudur. Bu kaza ya da kader değil; bilinçli bir rant ve yolsuzluk düzeninde servet edinme uğruna halkın canını yok sayan bir tercihtir. Dolayısıyla burada deprem sonrası için de kamu birinci derecede sorumludur. Ve üstüne düşeni eksiksiz yapması gerekmektedir.
Mühendislik Eğitimi Uzaktan Olamaz. Derhal Örgün Eğitime Devam Edilsin!
Pandemi döneminde yaklaşık 2 yıl kapalı kalan ve uzaktan eğitim veren üniversiteler, deprem sonrasında kapatılmaya girişilmiştir. Bu eğitimin niteliğine uygun değildir. Elektrik, elektrik-elektronik, kontrol, biyomedikal, elektronik haberleşme, makine, bilgisayar mühendislikleri gibi pek çok laboratuvar ve uygulama dersi içeren bölümlerin uzaktan eğitimle tamamlanması mümkün değildir. Pandemi dönemi ile beraber 4 yıllık örgün eğitimin sadece 1,5 yılını örgün okumak gerisini uzaktan eğitimle tamamlamak zorunda kalan öğrencilerin nitelikli ve yeterli eğitim alması mümkün değildir. Bu hatadan bir an önce dönülmeli, pandemi döneminde zarar gören eğitim iyileştirilmelidir; tekrar bir hatayla daha da niteliksizleştirilmemelidir.
İktidarın üniversiteleri tatil etmesinin arkasında sadece barınma sorununun çözümü yoktur. İktidar depremde büyük bir örgütlülük içerisinde yardım ve afet çalışmalarına katılan üniversite öğrencilerinin yan yana bulunmasını iktidarına tehdit görmektedir. Özellikle gençlerden büyük tepki alan iktidar, bu birliği dağıtmak istemektedir. Öğrencilerin beraber yardım ve örgütlenme çalışmalarını ve toplumsal örgütlülüğü; kendisi ve önündeki seçimler için beka sorunu olarak görmektedir. İnsanların canıyla boğuştuğu, her şeyini kaybettiği, öğrencilerin mezun olana kadar doğru dürüst eğitim alamadığı dönemde, iktidarın derdi halkın değil kendi bekasıdır.
Halkın ihtiyaçları ve öğrencilerin nitelikli eğitim hakkı, iktidarın seçim hesaplarından önemlidir. Derhal üniversiteler örgün eğitime açılmalıdır.
Kamu Kaynakları Zenginlere Değil Halka Ayrılsın!
İşlerini Kaybeden Depremzedelere İnsanca Yaşama Ücreti!